Muhammedi gülüm, uyuyan gönlümü uyandıran.
Habersizce gönle dokunup gül kokusu yayan.
Allah Allah deyup döndüren, taa kalbime dayanan.
Beni bana gösterip mutluluk ile sema ettiren.
Mekke ve Medine yol olmuş, döndüm misli mevlama.
Ellerin açılır semaya, nur yağar her an dünyama.
Dünyam oluverir bir anda cennet, kavuşur hülyama.
Nur dolu bir kapı açılır birden, bu muazzam deryama.
Açılan kapıdan dalar içeri, nazlı nazlı hakkın temaşası.
Açılır perde, zevklenir gönlünün her bir zerresi.
Rahmet dolar anıma, karşımda olur hakkın kisvesi.
Rahim olan rabbımın benden benle yükselir sedası.
Ilık ılık akar sevgi gönlüme her bir an, hiç durmadan.
Mutlulukla mest olup döner Kâbe’de sıkılmadan.
Öylece tamamlar tavafını, sayyeder merve ile safadan.
Zemzemden içer kana kana, bilir her şeyi yaratandan.
Artık bir olmuştur gönül evleri, tatlıca dokunur tene.
Lal olmuştur dili, herbir zerresi özlenmiştir biline.
Payidar olmuştur gönül hanesi, süslenmiştir yine.
Gönül evi hak sedasını duyunca, neşe katar neşesine.
Zatina hayran olduğum, biricik olan Muhammedi seda.
Vechinde dalıp Allah’ın nakşını seyrettiğim yelda.
Gül kokusunu duyduğum, oldun bitmeyen leylde deva.
Sağanak Rahmeti artık yağsın, üstümüze her anda.