Benim dolu dolu gönlüm senle sen oldu.
Çok mutlu oldum, hakka halkla bakış oluştu.
Afakî bakış enfusa inemez, bunun seyri göründü.
Gönülden gönle hitap ile kirler temizlendi.
Kalpten kalbe yazmak, kişinin nakşını işler.
Dokumasını örer, hem nakışıyla bakışını işler.
Gönlümün tizi, gönlümün izi, meydanı süsler.
Gönlümün isi, gönlümün bakışını tetikler.
En güzel pırlantadan daha parlak parladı kul.
En garip yakuttan daha cevval oldu garip kul.
En kapsamlı pırlantadan daha parıldayan kul…
İşte gönül dünyasını kuşatan kuldur garip kul.
Gönül dünyasına doğan güneş yeniden ışık oldu.
Gönül dünyasını aydınlatan mukaddes nur oldu.
Gönülün sesi, ruhuma bakan sıırımın neşesi oldu.
Hafimde bütünleşerek, ahfamda bende ben oldu.
Bende yepyeni doğan dolunay parıldı, parıl her an.
Hilaldın daha dün, hızlıca yarım ay olup yeşerdi fidan.
Sonra büyükleşip tam ay oldu, ışık verdi a’madan.
Aktı kalbime derinden derine, dokunarak an be an.
Ruhum ruhuna, sırrım sırrına, hafinle hafi oldum.
Ahfanla bir olduk geda, sırrı mukaddeste her anım.
Öylece nazara Muhammed-i nazar oldu nazarım.
Kayboldu ikilik, birlik bile kalmadı, gerçekleşti hülyam.