302- HAKKA DERİNLEŞTİ TEVECCÜHÜM

Yerinden oynayan kalp, hakka teveccühtendi.
Sadakatle bekleyen nurun harmanındandı.
Kötülük olursa kalpte, nurullah filizlenmezdi.
Naif kalple zarif ruh, sırrullahla yücelik oldu.

Sırra sır olan sırdaş sanadır armağan.
Kapının önünde misafirdir ağırlayan…
Kapının ardında sırrında sırrını pişiren…
Hak sevdası nefse acıdır, gönlünde kaynayan

Emare nefis eşiğine değil, kelimene aşina oldum.
Emareyi köle edene, acı ile tatlı bir oldu duydum.
Durdum, sirkildim, teslimiyette rabt oldum.
Gözyaşı dökerek bu hali artık bırakmam dedim.

Mekândan mekâna geçerken yaklaştı.
Gönülden gönüle akarken yarıştı.
Günlerden günlere akarken kızıştı.
Nihayet sırrullah ettiği sırrında buluştu.

Elimi tuttum, ayasına bakıp okşadım.
Mest olan gönlünü, muhabbetullahla dokudum.
Sarhoş olan başımı secdeye koyup, an da kaldım.
Narin bir bakışla, fenaya gelen nurla kalıplaştım.

Mekân ve zaman değişikliği, kalbi canlı eder.
Gönül hanenin busesi, ferşini arşa ayna eder.
Barışık olan anında lem’ada raks eder.
Kalbin arşa çıkmasıyla, cezbeden ayık eder.

Yorum yapın