ALLAH AŞKI SENİ GAYRIDA BOĞMASIN
Allah aşkı kalpte sende senle tutuşup yanınca…
Bu aşkın sahibini bırakıp ondan gayrıya varınca…
Gayrı seni uyarıp, aşkını sakla Allah’a, deyince…
Üzülme, seni sevdiğindendir, der sana usulunca.
Canın Allah aşkını somutta görmek istediğinde…
Somutta hapsetme, yoksa perdelenirsin onda…
Perde kalınlaşınca, dert atar gönlüne, işte o anda.
O dert aşkın mecradan çıkışı içindir, hele yanda…
Allah’tan gayrı gördüğüne aşkını hasretme, sakın.
Allah ile gönlü doldur, ondan gayrıya olma yakın.
Gayrıya onunla bakan gözle bak, odur hakkın.
Çünkü o gözle gören o, bunu hisset, hem arın.
Gayrı seni uyarır, hakka vasıl etmek için yalvarır.
Bu yalvarışla, sana senden onunla baktırır.
Bu bakış hak ile bakıştır, beş duyuyu bastırır.
Beş duyuyla sınırlanma, aldatıcı seni kandırır.
Gayrıdan hu ile bakan seni anar, onun için yanar.
Bu yanma nur yakmasıdır, nar yakmasına bakar.
Seni nar yakmasından almak için sana akar.
Aktıkça sınırlanma, yardım eden secdeye kapar.
Ölümünle seni terkedene tabi olma, hakka var.
Hakkını ver, bil ki halkın hakkını vermeyen yanar.
Çünkü o da hakkın bir tecellisi, seni onla sınar.
Sınarken bazen suyunu bile çıkarır, pes ise yorar.
Ey Muhammed, nazmettin aşkı yeniseda ile.
Bu nazım ile boyandın, tüm dostların ile.
Böyle boyanmayan dost, ne bilsin aşkı hu ile.
Hu ile aşkı hissetmeyen, dolanır gaflet ile.