Sünnetüllahda duygusallığa yer yoktur, dedi can.
Maneviyatına zarar gelmesin hiç bir an.
Suyu isteyene verin kana kana içsin her an.
Ama su içmeyene, israrla ikram etme, olma yaban.
Demiş Allah kulu, alan alır, almayan havasını alır.
Bir şekilde yaşam devam edip işliyor tam takır.
Unutma ki, imanın gereği olan amel sana kalır.
Amel yok ise, edindiğin bilgin sırtında yük kalır.
Aklı kullanmak feyiz doğurdu bize, ısmarlayarak.
Ne üzülme kaldı, ne sevinme, hakkı haklayarak.
Gelene eyvallah dedik, muhakkak paklayarak.
Herkes yaptiklarinin karşılığını elbette alacak.
Duygusallık dediğin çoktan atıldı yabana, ey can.
Duygusal davransaydık olamazdı bizde şu kan.
Çoktan korumuştu, hem kaybolmuştu tüm izan.
Emaneti teslim etmiş, çoktan kurulmuştu mizan.
Suyu isteyene verdik, kana kana içti şükürsüz.
Tefekkür etmedi, yüzeysel daldı, sandı kusursuz.
Azizim, kusursuz kul mu olur? Sakın kalma susuz.
Suyu kısarsa senden, barajı patlat, et borusuz.
Susuz yaşam mı olur? Ey Allah kulu, düşünsene…
Hem de yaşam gıdası olarak ekmek edinsene…
Bunun yanına çay peynir iyi gider, hele istesene…
İstemezsen isteme… Kuruldum sofraya, bana ne?