BİRİNCİ ESMA GRUBU
Zatına bakan yönü: Allah mutlak zatı olarak bizzat kendisi; yarattığı nesneleri ölçülü yaratan, kendilerine has görev ve işlevlerini kusursuz bir şekilde yerine getirmelerinin yöntemini kurandır. Kendisinin bu öz özelliği ile bizzat kendisi yarattığı tüm yaratımını sebebler zincirine bağlı olarak yaratır. Bu sebepler zincirini tüm yarattıklarının arasına yerleştirir. Öylece tüm varlıkları sebebler dâhilinde emriyle yerli yerinde olur. Asla herhangi bir kaosa mahal kalmaz.
Nuruna bakan yönü: : Nurunun her bir noktasında var ettiği her bir mahlûkatını, yaratım amacını gerçekleştirmek için hüküm ve hikmet sahibi kılarak, kendisinden zuhurunu lazım eylediği işlevi, kusursuz bir şekilde dizaynını sağlar. Yarattığı her bir mahlûkunu terbiye ederek amacının dışını bilemeyecek şekilde, kendisi için gereksiz olan bilgiden men ederek düzeltip, yaratım amacını gerçekleştirmek için hükmeder.
Ayrıca insan ve cin sınıfı olan mahlûklar, iradesini yönlendirebilen bir şekilde yaratıldıkları için, kendisini gerçek dışı bilgilerden ve nefsânî arzulardan alıkoyanlar, fıtrat yolunda sahih olan düşünce istikametine ve davranış selahiyetine sahip bulunan kimseleri, yaratımın hikmetleriyle donatır. Hikmetlerle donanan kullar artık onun fıtratıyla uyumlu hale gelir. Fıtrat dâhilinde amel ederek sebepler dairesinde kalarak seyrine devam eder.
Zikriyle oluşacak olan etki: Allah, nurunu seyir âlemine sevk ettiğinde, nurunun içeriğini dışarıdan bakan için bilinemeyen nedenler, gizemine akıl eremeyen hususlar, varlığı ya da olduğu tüm içeriği açığa vurulmak istenmeyen ve gizli tutulan bir şekilde nurunun sevkiyatını yapar. Yaratımındaki sır ve gizemlerinden Allah, isteyen ve uğrunda fedekarlık yapan kullarına aklın erişemediği ve dolayısıyla açıklanamayan, çözülemeyen şeyleri kalbine ilham olarak atar. İşte bu ilham, Hakiym isminin hatırda tutulmasıyla gerçekleşir.
Öylece genel olarak kapalı olan konular, bu ismin günlük belli bir süre hatırda tutmak için çalışmaya yapana açılır. Bu hatırda tutma işi, ismin zikriyle olduğu gibi, ismin müsemmasının işaret kapsamı gereği, hâlihazırdaki uğraş verdiği iş üzerinde tefekkür etmekle de açılır. Aslında her bir tefekkür ayrı bir zikirdir. İşte esas zikir, fıtratla uyumlu olarak tefekküre dalarak zikirde derinleşmektir.
İşte bu açılma olayına insanlar icat adını verir. Oysaki Allah yarattığı âleminden insanın ulaştığı veya daha ulaşamadığı hasletleri örtmüş ve erişilmesi için de, insana feraset ihsan eylemiştir. Her icat edilen, yaratılan âlemlerde saklanan Allah’ın yaratımından başka da bir şey değildi. Oluşan hatırda tutma perspektifi ile gönüle kazınan tohum yeşermişti. Aslında aynı tohun ve aynı icadı tesbit etme her kişinin gönlüne serpilmişti. Onun için de, birçok defa icadı ortaya çıkan bir olgu için, ben de aynısını düşünmüştüm deriz. Çünkü Allah’ın “ELİF LAM MİM” kitabı yazılmış ve içinde hiçbir şüphe bırakılmadan insanın idrakine talimi yapılmıştır.
Hakiym isminin zikrinin okunmasıyla, içinde olduğun durumun sebebini Allah kalbine vasıtasız olarak akıtır. Tüm sebepleri var eden bizzat Allahtır. İnsan Allah’ın kendisindeki bu kuvvenin ismi olan Hakiym ismini zikir ederek özüne dokunduğunda, sebebleri var eden ve yürürlüğe koyanın var ediliş sistemiyle kalp senkronize olacağı için, gerekli olan ilhamlar kalbine akmaya başlayacaktır. Kalbine gelen ilhamla, iki cihanda kişiyi mutlu etmesi için gerekli olan adımları güvenle atmaya başlayacaktır.
Artık tesadüfî bir şeyin olmadığını anlayarak her anın hakkını vermeye başlar. Allah’ın yaratımında boş ve tesadüfün yer almadığını seyreder. Öylece tesadüf ve kendi kendine hiçbir oluşumun olmadığına kalb bizzat şahit olmuştur.
Ayrıca keşfeder ki, yaratılan her bir varlığın, var edilen düzende bir eksikliği tamamlamak için olduğu hakikatıdır. Öylece her konunun ilgili olan maslahatlarını çözmeye başlar.
Ayrıca keşfeder ki, yaratılan her mahlûk ve eylediği her bir iş, bütün kâinat düzeni ile alâkalı olduğu durumudur.
Kâinatın genel düzeni ile çelişki oluşturan hiçbir oluşum ve hiç bir mahlûk veya rastgele öylesine oluşacak hiçbir işin oluşmayacağının seyrine dalar.
Öylece kalp tatmin olarak hakka olan tesilimyetini yaşamaya başlar. İşte bunun farkındalığı en baştaki iş olduğu için, bu zikir; zikir listesinin en başında yer almalıdır.
Hâkiym isminin bizde seyrinin oluşması için, zikir listemize Hâkiym (حَـكِيمُ) zikrini asgari olarak günlük 300 defa ekleyerek okuyabiliriz.
Hakiym ismiyle dua ederken dikkat edeceğimiz husus, ismin başına ya nida ekini edatını bırakarak dua etmemizdir.
Örneğin; Ya Yakiym olan Allah’ım, benim isteğim olan şu işin hikmetini bana idrak ettir de, o işin bana hayırlı mı veya zararlı mı olduğunu fark edeyim.
Ben isterim senden sabırsızca, ama isteğimin yaşamımdaki hikmetinden habersizim. Senin, benim için hikmetinin ne olduğunu, sen benden daha iyi bilirsin.
Eğer bu istediğim husus senin hakkımdaki hikmetine uygun değilse, hakkımda uygun olanını hikmetinle bana fark ettir. Öylece rızan dâhilinde yaşam alanı edineyim.
Ayrıca EL HAKİM esmasını haftada en az iki dakika boyunca, abdestli bir şekilde, kıbleye doğru bağdaş kurup oturarak, kendi bünyemize göre nefes alıp vermek suretiyle kabimizde adeta akan bir su gibi akıtalım. Öyle o mana persktifi ile kalbimizi paklayalım.