KALBİN ALLAH İLE HUZURA ERMESİ İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER
İnsan özünden uzaklığı yaşayıp başka birçok şeyden zevk aldığında, bu zevklendiği şeylerden uzaklaştığında, huzursuz olmaya başlayacaktır. İçinde boşluk başlayacak ve hakikatine yabancılaşacaktır.
Hakikatine yabancılaşma sonucunda ise, her ne kadar kalbi “la ilahe illellah” demişse de, onun diğer organları çoğu defa buna eşlik etmemekte ve onun içinde huzursuzluk kaybolup gitmeyecektir. Onun için de kalbinden yükselen bir seda ile bunu tüm organlarına duyurması icap eder. Bunun pratik şeklini inşallah izah edelim.
He ne kadar ben artık rabbime döndüm derse de, ta genetiğine kadar işlenen kendisine tanrılık veren her hissi onu terk edememektedir. Bunu sağlamak için de yapacağın iş çok kolaydır. Kimsenin kendisini rahatsız etmeyeceği iki saat gibi bir zaman dilimini seçer. Öncellikle lavaboya gider ve sonra abdestini alır.
Fazla yemekle mideyi doldurmadığı bir tarzda bulunur. Kendisini odasına kapatır. En rahat edeceği pozisyonda oturup önünü kıbleye verir. Üzerinde vücuda yapışmayan biraz bol bir elbise bulunması, daha rahat olmasını sağlar.
Sonra Allah diyerek derinden derine yedi defa nefes verilir. Dilini üst damağına yapıştırır. Her gün her gün sakin ve sessiz bir ortamda, 200 defa çeneyi kalbin üzerine kadar getirir. Sağ omuza kaldırır. Sağ omuza doğru kaldırınca LA İLAHE der. LA İLAHE derken kalbinde her ne istek ve arzu varsa tümünü arkaya LA diyerek atar. Yani seni istemiyorum ey istek ve arzularım. Sonra İLLELLAH diyerek çenesini tekrar kalbin üzerine indirir. Yani hissederek derki tek istediğim Allah.
Bunu yıl boyunca uygulama sonucu, biiznillah onun kalbinde bulunan tüm olumsuzlar onu terk edecektir. Öylece kalbinde sadece Allah olacak ve günlük yapacağı zikirlerin tadını daha güzel hissedecektir.
Öylece kalbi huşu ve huzur dolacak ve hakka olan rağbeti artacaktır. Bizim yazılarımız ve arzumuz Allah’a ermek için çaba göstermektir. Yoksa nefsini tatmin için ortalığı vaveylana verenler için değildir.
Dünyevi hazlarla tatminkâr olmak isteyenler bilsinler ki, dünyanın dört bir yanına tatillere giderek kendilerini bedenen tatmin etseler ve ruhen dinlendirmeyi hedefleseler de, kalplerindeki boşluk ve yara hep orda kalacaktır. Çünkü kalp ancak sahibi olan Allah ile mutlu olur.