Allah her kişiyi ayrı bir tarzda sınar. Bu sınama sadece iman ehlini kapsamaz. İman etmeyen kişiler dahi günlük planda birçok sınamaya tabi edilir.
Sınamanın birinci nedeni, iddiadır. Kişi iddia ettiği yerden sınanır. Bu da en çok, afakında gördüğü insanların hal ve vaziyetlerini kınadığı ve yargıda bulunduğu için sınanır. Bu durum iman edenler için geçerli olduğu gibi iman etmeyen kişiler için de gerçekleşir. İşte bu, Allahın mutlak adaletinden dolayıdr.
Zira her bir sınama ile kişinin bilincinin üzerine bir perde çekilir. İşte bu perdeden kurtulması için ancak, kınadığı ile yüzleşince temizler.
Ayrıca insanın sınavları, onun iç dünyasını arındırmaya yöneliktir. Bu dahi iddiaya dönük başına gelir. Zira iman en büyük iddiadır. İman etmişsen Allaha, imanında gerçekten samimi misin değil misin diye, önüne imanın istikametinde sınama gelir.
İşte bu sınamanın en büyük nedeni iç dünyamızı çevreleyen masivayı yok etmeye dönüktür. Zira iman, mutlak olarak masivanın terkine dönüktür. Mutlak kuvvet ve kudret sahibi olarak Allah’a teslimiyete yöneliktir.
İşte kişi, iç dünyasındaki masivayı yok etmek içindir tüm sınav oyunu ve öylece masivayı yok etmeye dönüktür tüm çizilen mukadderatlar.
Başka hiçbir yön ve amaç yoktur. Başka da bir şey, sınav konusu değildir. İşte masivayı terk ediş halleri ise, her kişide ayrı olur. Çünkü her kişinin iç dünyasındaki masivanın boyutu farklı farklı olur.
Biri sağlıktan, biri eşten, biri maldan, biri fakirlikten, biri ahbaptan, biri komşudan, biri makamdan, biri anneden, biri babadan, biri evlattan ve biri biri biri cetveli uzayıp gider…
Öylece kişi sınamasını yaşar ve ömrünü tüketir.
Masivadan mücerret olan ise kurtulur. Gerisi, üzerindeki masiva kadar yanar.
Aslına her sınama bir yanıştır. Burada et kemik beden bizle olduğu için yanışlarımız daha kısa sürmektedir. Kabirde ise, bedenden mütevellit beden ile yaşam devam ettiği için, arınma sürmeye devam eder. Bu arınma kıyamet sürecinde de devam eder.
Allah bizi sınarken, aslında biz bizdekiyle sınanıyoruz, öylece kendimizi bir adım daha tanıyıp üst seviyeye sıçrama yapıyoruz.
Hazine sende, ne varsa sende, gayriye yok mahal derken, aslında tüm tanımanın yolunun bizden geçtiği ve afaka öylece yönelim yaptığımız hakikatini idrak içindir.
Seyr eğer, enfustan afağa ise, amacına ulaşır. Afaktan enfusa ise, teferruatta kaybolur.
Onun için de, nefsini tanıyan rabbini tanır denilmiştir.
Ama okumanın, rabbin ismiyle olduğu gerçeği yansıtılmıştır.
Yani kişi istediği kadar nefsini tanısa, eğer varlık âlemine rabbinin adıyla bakmasa, gene de olayı çözemez. Ve nefsini firavunlaştırmaya kalkışır.
İşte Kur’an bizim için en büyük rehberdir. En güzel yol tanıtma rehberidir.
Elbette hep Allah bizimledir ama biz amellerimizle ondan uzağa düşmüş oluruz. İşte sınamalarla ona yeniden yaklaşırız.
Peygamberimizin sav şu duası çok manidardır… Allah’ım! Senden Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim.
Öylece kişi, Allah’ı sevenleri gördükçe, Allahı hatırlar ve sınamalarını daha hızlıca atlatıp gönlüne Allah’ı nakşeder. Öylece enerjik dolu olur.
Yani Allah dostları, yeryüzündeki somut olan Allah sevdasının kanıtıdırlar. O yüzden de, peygamberimiz sav, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız diyor.
Subhanellah… İman birbirini sevmeye dayanıyor. Çünkü öylece, kişi yalnızlıktan kurtulmuş olur. Öylece kendisini tanıyıp üzerine üzerine gelen sınamaları el birliği ile atlatır.
Zira kişi yalnız kalınca, şeytani evhamlar üzerine daha çok inecektir O yüzden de peygamberimiz sav der ki… Halkın içinde olan iman ehli kişi, kenara çekilip halktan el etek çekenden daha hayırlıdır.
O yüzden de cemaatle kılınan namaz, yirmi yedi kat daha yüksek maneviyat, kişinin ruh dünyasına nakşeder. Camide kılınan ise, yetmiş kat daha yüksektir. Camide cemaatle kılmak ise 27×70=1980 kat daha âlidir.
İşte o yüzden bizler bir birimizle rahmanın huzurunu hissederiz. Öylece mutlu oluruz. Ama şeytan hep devrede ve bizi yalnızlığa çekmek için uğraş vermektedir.
İlim ehli olalım ki şeytanın oyunlarını tersyüz edelim. Yoksa bizi kandıracak ve bizi bizden edecektir. Öylece bizi yalnızlığa itecek ve sınavlarımızı geçmemek için elinden geleni yapacak ve bizim kaybetmemizi saplayacaktır.