Soru- Bir süredir düşündüğüm bir şeydi Allah’tan gelip Allah’a dönmek bunu açar mısınız?
Cevap- Allah tan geldik yani tüm varlığımız onun nuruyla var olmuştur. Yani Hu ismiyle işaret ettiğimiz mutlak hüviyet, Allah ismiyle kendisine baktığında, özünde var olan tüm manaları nurundan bir tutamının üzerine aksini oluşturup seyr etti. Sonra bizi de Allah adıyla kendisinde seyir ettiği manalarının tümünden var etti. Yani varlığımız tümüyle onun El esma-ul hüsna diye işaret ettiğimiz manalarının bir tutam nurunun üzerinde yaptığı dokumayla oluşur. Sonra yaptığımız tüm eylemler dehr içinde kaybolup gidiyor. Duymadın mı, diyor ki dehr benim. Dün nereye gitti. Geçen sene nereye gitti. Tümü zamanın derinlinde kaybolup gitti. Dehr yani zaman dahi ondan ona ise tümü ona gitti. Biz var olduk onun izniyle var ediyoruz Sonra tümü dehrde kaybolup gidiyor. Ölümle birlikte fark edilecek olan şey, fark edilecek olan bizim varlığımızın orijininin onun nurundan bir şule olduğunu idraktir. Kesin görmek. Şimdi ise öyle farkında değil çoğu insan. Ölümle birlikte farkındalık başlayacak ama artık fayda vermeyecek. Allaha dönüş her an devam ediyor. Orda da aynen devam edecek. Her an yeni bir şandadır. Ana kuralı unutmayalım. Mutlak naşına tutulan nuri Muhammedi olan ayna tümel varlık makro anlamda. Âdem ise mikro anlamda ayna. Hatta hatta Âdem, ayna içre ayna ve aynaya tabi Gökte güneş var aya yansır. Aydaki tüm ışık güneşin ama ay güneş değildir. İnsanda öyle… Bizdeki her şey Allah’ındır. Ama biz Allah değiliz. İşte bu örnek gibi manayı alalım ve örneği çöpe atalım. Bizdeki tüm özellikler Allah’ın yaratımı ve kendi isim ve subuti sıfatlarından esinlenerek yarattığı kuluyuz. Aydaki ışığın güneşe bağlılığı gibi ve kesrette oluşan ikilik, aydaki güneş ışığı gibi… Işık tek iken, aya yansıma ile iki görünmüştür. Ayın şeklini almış ve soğuk bir enerji olarak yeryüzüne yansımıştır. Oysaki aslı tek idi…