SEVDİĞİNE BENZERSİN

Ya habibellah; senin ruhundur benden yansıyan, senin cemalindir benden dokunan, senin sırrındır sırrım olan, sensin benim gönlümde taht kuran.

Bilinçaltlarında en çok kimin sevgisi yatıyorsa, kalbimizden o sesleniş yükselir. Kalbimizin seslenişi ise, tüm yaşantımızın planlarını kurar.

Yaşantımızın bu planları, kaderimiz olarak yazılır. Bu yazgı, bilinçaltımızdaki düsturların bilinç üstünde karşımıza çıkış anına da kaza denir.

İşte tümü sevgiyle nakşedilmişti ezelimizde. Nakış ortaya çıkmıştı ebedimizde. Muhabbeti Muhammedi sav kalbimizde nakşettiğimizde, işte o zaman kaderimiz fıtratla uyumlu olmaya başlayacaktır.

Onun için de, kalbimizde Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem efendimizin sevgisi her sevgiden üstün olmalı ki, Allaha likamız tamamlansın.

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da evlâdından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhari, İman 7)

İşte Muhammedi muhabbet, kalbini diriltir ilelebet. Odur esas marifet. Gayrı muhabbet yaşatır hezimet.

O sevda dillerde destan, O sevda gönüllerde bostan, O sevda akıllarda burhan, O sevda semalar aynan.

Sen de diril o sevdayla, gayrı sevdalar kaybolsun haliyle. İşte o zaman bakarsın veçhiyle, ayaktayken otururken ve yan üstü yatarken daim olursun Allah’ın zikriyle.

Selam olur yaşamın her yönüyle, Allah zikrini sana tanıtır Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem efendimiz. Ondan ulaşır Allah ipi gelir, oluşur sende saadet. O zaman gayriye kalmaz minnet. O zaman Allah eder sana merhamet.

Allah rauf ve rahim eyledi o sultanı. İnanmıyorsan oku Tövbe suresinin sonunu. Oradan nakşediyor hak her halini, öylece bilincin terk eder her yabanı.

Şefkat rahmet saadet, senin olsun ilelebet, gecen ile doğsun rahmet, sabahın nurlansın görmeyesin artık zahmet.

Yorum yapın