Öz ilmi, insanın içsel haletiyle ilgili tüm ilimleri kapsar. Bunun herhangi bir dinle kayıtlanması da mevzubahis değildir.
Öz ilmi insanın içselliğini tarif ettiğinden, dünyanın dört bir yanında içsel huzuru yakalamak hevesiyle bir şeyler yapılıyordur.
Burda bir heves söz konusu olduğundan, her inanıştaki insanlar buna yeltenmişlerdir.
Çünkü insan içsel faaliyetlerini tanıyınca, artık et kemik bedenle yapamadığı bir çok şeyi gerçekleştirebilir hale gelir.
İşte et kemik bedenden azade olmak ise, nari ve nuri diyebileceğimiz iki katman ile gerçekleşir.
Nari katmanın keşfedilen güzelliklerine her inançtaki insanlar ulaşabilirken, nuri katmana ancak islam güzelliğine bürünen ulaşır.
Öze doğru inerken ufak bir itikat bozukluğu kişiyi nari katmandan mahbus eder. Öylece şeytanın oyuncağı eder.
İşte islam tasavvufunun esas gayesi, nuri katmanın güzelliği ile insanı donatıp şeytanın musallat olmasını engellemektir.
İşte kişi özüne doğru yolculuk edince, bunu islam inancıyla beraber yürütürse şirke girmez.
İslam itikadını göz ardı eden ise, kendisi ile Allah arasındaki münasebette ayağı kayar. Öylece şeytanın avucuna döşer.
Kişinin ayağı kayınca, artık şeytandan ilham almaya başlar. Kendisini tanrıdan bir bölüm, veya tanrıyı içine koymuş, veya kendini tanrı sanarak şirke girmiş olur.
İnsanda var olan bir özellikten dolayı da, üzerine olduğu halden zevk edinerek yaşar.
Hatta hatta içinde olduğu halden zevk alarak huzuru kalp ile ineklerin etrafında dönüp idrarını zevkle içecek duruma bile gelir.
İnsan için esas kurtarıcı katman, melekuti katman olan nuri katmandır. Zira o katmana ulaşan kişiler ölüm ötesinde nimetlerden istifade edebilecektir.
Ama nasıl ki toprak katmanın bedeni olan et kemik bedenin zevki dünya ile sınırlıysa, nari katmanın verdiği zevk ve hassa da sadece dünya yaşamı ile sınırlı olacaktır.
İşte nasıl ki et kemik bedenin zevk ve huzur halleri kişi için kurtarıcı olamaz. Nari katmanın halleri de kurtacı olamaz.
İnsan tüm yaptığı halleri rahim esmasının tecellisile yapar. İnsan bu dünyada sınavda olduğu için, Allah insandan rahim esma tecellisini kısmıyordur.
Ama imanı olmayan kişiden ölüm ötesinde rahim esmasının tecellisini çekip alacaktır.
İşte öz ilmi, islamın itikadıyla parelel olmak zorundadır. Yoksa insanın ayağı hak yoldan kayar.
Öz ilmi; İslam’da tasavvuf kavramı ile tarifi yapılır.
İşte İslam tasavvufu ise, ancak ilminin güzelliğine eren erbabından öğrenilir. Öyle gideyim kitabını okuyup öğreneyim diyen de yanılır.
Onun için de mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır denilmiştir. Çünkü içe doğru inerken, itikadın ince hassalarını çözemez ve ayağı kayıp gider.
Ama islamın özüne doğru inmeden helal haram çizgisine riayet eden kişi için, mürşide de ihtiyacı yoktur.
Çünkü zaten özündeki ince ayarlara inmemiş ve sapıtacağı bir şey de yoktur.