Diyelim ki tüm insani değerleri içeren bir tablo sana sunuldu. Sen de tümüne teslim olup uyguladın. Dolayısıyla erdemli oldun. Ama imani konuda bir tek bozuntu itikadında varsa, Allah tüm o erdemli hareketlerinin karşılığını ve kazandığın tüm değerlerini sıfırlar.
Unutma ki, şeytanın iman ehline en güçlü silahı sağdan yaklaşmasıdır. Zaten direk soldan yaklaşsa, hemen tanır. O yüzden sağdan yaklaşıp bazı farz amellerden alıkoyan bid’at olan amelleri şirin gözüken itikatları amelleri güzel gösterip doğru yoldan uzaklaştırır.
İşte sen feraset sahibi olan iman ehli, şeytanın sağdan yaklaşmasını iyice tahlil eder. Bil ki bu dünyaya hiçbir isim altında asla geri dönmeyeceksin. Gününü kurtarmanın derdine düşme, sonsuzluğunu kurmaya odaklan ve o vecihle yaşantını düzenle.
Şeytanın en son kullandığı ve hiç sevmediği tekniği damara inip dolaşmasıdır. Bu onun en son başvurduğu saldırıdır. Zira bu onun son başvurduğu yoldur. Çünkü iman ehlinin kalbi zikirle meşgul olduğunda, içte duramaz ve oradan uzaklaşmak zorunda kalır.
Önceden önlem alıp kulun aklını hak yolundan çelmesi, onun için çok daha sevecendir.
Ayette rabbimiz der ki; “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni ayartmaya çalışırsa, hemen Allah’a sığın.” (Fussilet, 41/36)
Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurdu; “Muhakkak ki şeytan, insanın vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır…” (Müslim, Selâm, 24)
Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdular ki: “Şeytan insanoğlunun kalbinin üzerinde tünemiş vaziyette bekler. Allah’ı zikredince siner, çekilir, gaflet etse vesvese verir.” (Buhârî, Tefsir, Kul eûzu birabbi’nnâs 1.)
İşte şeytanın şerrinden uzaklaşmak için farzlara ehemmiyetle önem verelim. Hz. Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem efendimizin öğrettiği ve önerdiği nafile ibadetlerle hakka yaklaştıkça yaklaşalım.
Öylece şeytani kuvveyi kendimizden def edip kulluğumuzu yaşayıp dünyayı öylece noktalayalım. Yoksa yazık ederiz.