SUBHANEKE DUASI

سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ وَتَبَارَكَ اسْمُكَ وَتَعَالَى جَدُّكَ (وَجَلَّ ثَنَآئُكَ) وَلاَ اِلهَ غَيْرُكَ

Hanefi ler subhaneke okur. Şafiiler veccehtu okur. Aslında efendimiz sas ikisinide okurmuş. Önce subhaneke okur sonra veccehtu okur sonra besmelede yaşamını gözden geçirir. Sonra fatiha süresini tane tane okurmuş. Bizde bundan sonra öyle yapalım ki arınmamız hızlansın.

**********

Sübhânekellâhümme ve bi hamdik, ve tebârakesmük, ve teâlâ ceddük (vecelle senâük)* ve lâ ilâhe ğayrük. (vecelle senâük)* bölümü sadece cenaze namazlarında (ve teâlâ ceddük’ten sonra) eklenerek okunur.

Anlamı

Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur

Sübhânekellâhümme ve bi hamdik dediğimizde şöyle düşünürüz. Allah’ım sen bendeki tüm mana terkiplerinden berisin. Sen benim hiçbir düşünsel yapımla sınırlanamazsın. Çünkü bendeki tüm manalar sınırlı, sendeki manalar ise sonsuz ve sınırsızdır. Mutlak varlığa baktığımızda sanki iki varlık varmış gibi bize gözüküyor, ben ve o. Ben sınırlı o ise sınırsız. Ama ve B-ihamdike kelimesi işi bağlıyor ve diyor ki, her ne kadar sen benden berisen de, benim tüm varlığım seninle vardır. İşte B-ihamdike kelimesinin başında ki B harfi olayı çözüyor ve zihinde ikiliğin oluşmasını engelliyor. Toplu dersek Allahım sen benden berisin, ama ben seninle varım ve tüm varlığım sana aittir. Ama şunu da unutmayalım ki, buradaki ikiliğin kalkması olayı mecazi olup Allahın rububiyeti itibariyle, kişinin Allahın sonsuz mana kuvveleriyle kendi sonlu manalarını senkronize etme olayıdır. Yoksa kişinin kendisini onda yok etme olayı değildir.

Ve tebareke ismuk, yani senin adın mübarektir deriz. Onun isminin mübarek olması çok önemli bir konudur. Çoğu kişinin zannettiği gibi onun ismi olan ALLAH الله bir dışsal  tanrı adı değildir. Onun zatına ا , sıfatına birinci ل  , esmasına ikinci ل , ef’alina ise  sondaki ه işaret eder. Yani الله ismi bizzat ona işaret eder. Onun için mübarek bir isimdir. Allah ismi, ilah isminden müştak değildir. Yani Allah ismi ilah tan gelmemiştir. Ama ilah ismi, Allah isminin ne manaya geldiğini bilmeyen cahiller, kendilerinde olan hilafet sırrını bilmeden sanki kendi ayrı birim, Allah ise ayrı birim, Allah kocaman kendi küçücük ve ona tapacak, o ise kendisine tapınıldığı için ona bir şeyler verecek düşüncesiyle Allah’a ilah dediler.

Sonra lugat işiyle uğraşan ve hatta olayı fark edemeyen ve kendini âlim sanan kişiler dediler ki  الله isminin aslı الاله tır. Tövbe ve hâşâ ona El ilah denemez. Çünkü eğer ilah onun isimlerinden bir isim olsaydı, başına la-لا = hayır-yok edatı gelemezdi. Dikkat edersek ilah dışında hiçbir ismin başına la-yok gelmez. Örneğin haşa La rahmane İllellah denemez. Çünkü Rahman onun adıdır. Ama la ilahe İllellah deniyor, çünkü o ilah=tanrı değildir ve esmaül Hüsna içinde ilah geçmez. İşte Subhaneke duasının bu kısmı onun adını mübarek olduğunu bize hatırlatıyor. Çünkü Allah ismi dikkat -bizim açımızdan- Zat sıfat esma ve ef’alı tanımlıyor. Bizim açımızdan dedim, çünkü bu ayna içinde en gelişmiş varlık insandır ve en kavrayıcı varlıkta insandır. Bizim açımızdan öyle ise cin, melek, dağ, taş ve hayvanda hayli hayli öyledir.

Ve teâlâ cedduk yani varlığın her şeyden üstündür: Düşünsenize var olan her esma terkibi onun yaratmasıyla hayat buluyor. O, mutlak var olarak tüm hayat bulanları kuşatmış durumdadır. Onu olduğu gibi düşünemiyoruz bile. Her şeyin üstünde onun varlığı vardır. Örneğin az ilmimiz var ama ilmimizi kuşatan onun ilmi vardır. Hayatımız var ama hayatımızın üzerinde onun hayatı var ve kuşatmış durumdadır. Semi-duyum organımız var ama onun duyması bizim duymamızı kuşatmış durumdadır. Basar-görmemiz var ama onun görmesi bizim görmemizi kuşatmış durumdadır. Bu sanal benliğimiz yani zatımız ve tüm sıfat ve esmalarımız için ve fiillerimiz için geçerlidir. Bunun için deriz ki üstümde ki bir Allah, yani üstümdeki bir Allahtan kasıt budur. O isterse oluyor yoksa o üstte yani göklerde ben ise altta yani yerde demek değildir. İşte onun varlığı her şeyden üstündür den maksat budur. İşte  namazın başında bunu böyle kısaca tefekkür ederiz.

Ve la ilahe ğayruk yani gayrına ( senin yanı sıra ) bir ilah yoktur. Çok derin manalar değil mi? Acaba ilk tekbirden sonra bunu düşünüyor muyuz? Yoksa hızlıca subhaneke duasını okuyup hiç veccehtu okumadan direk Fatiha’ya mı geçiyoruz? Bir alış verişimiz olur oturur bir saat hesap yaparız, ama Allah ile alış verişte hesap yapmadan içine atlarız. İşte bundan sonra düşünelim. Bu düşünceyi insanlara da anlatalım

Saygılar sunarım…

Yorum yapın