(lütfen düşünerek okuyalım)
İnsan diğer tüm varlıklar gibi Allah’ın ilminde ilmi bir birim olarak var edildi.
Tüm varlıklar içinde Allah, insanı kendine halife seçti.
İnsana izin verdi ki esma-ul hüsna isimleriyle işaret edilen manaları açığa çıkarıp seyretsin.
Tabiri caizse, izin verdi ki onun ilminin içinde onun esma manalarını işletip yeni oluşumlar oluştursun.
Tüm manalar onun olduğu için ve bizim varlığımızda onun ilminden meydana geldiği için, aslında herşeyi o yapıyor, ancak bize gölge bir Nefs verildiği için faturası bize kesiliyor ve mes’uliyetimiz başlıyordur.
Biz Bize tanınan oranda esma kompozisyonu oluşturup düzenliyoruz.
Ama kompozisyon daki tüm manalar gene de Allah’ın dır.
Bunu iyice fark etmemiz gerekir.
Örneğin; Eğer zina eden kişi, zina ya yaklaşsa, onun kompozisyonu o fiili yapacak pozisyon alır.
O yüzden ayet der ki zina ya yaklaşmayın.
Demiyor Zina etmeyin.
Çünkü kompozisyon oluşmamışsa zaten fiil oluşmaz.
Ama sonuçta oluşan kompozisyondaki tüm manalar Allah’ın dır.
Allah istemez bize verdiği iradeyle kompozisyonumuzu bozuk oluşturalım.
Ama bozuk oluşumlardan oluşacak sonucu da bize yaşatacaktır.
Zikirler ve ibadetlerimizin tümü de müspet olarak kompozisyonumuzu değiştirmek içindir.
Değiştirmen sana verilen müsade kadardır, ama o kompozisyon gene Allah’a aittir.
Çünkü tüm manalar sadece onundur. Yalnız oluşan kompozisyon dan gelecek müspet ve menfi tüm sonuçlar seni bulacaktır.
Çünkü kompozisyon ile sana hibe edilen gölge benlik ebeden sende kalacaktır.
Farkı farket kardeşim…
Herşeyi yap ve Allah yaptırıyor deme.
Ve kendini aldatma.