NEFES OL İNSANLIĞA DOĞRU
Nasibi olan kişi tüm hayatını tek tek izler…
Aklını kullanıp “hay”vani geçen geçmişini dizer.
Buruşuk mendil gibi avucunda ezer, imha eder.
Sonra derin bir nefesle nefeslenip özüne iner.
Nasip haktandır, deme ben zoraki edineyim.
Üzülme sakın, üzüm gibi ol salkım, yap deneyim.
Sakın salkıma dokunma, kopmasın, sana diyim.
Eğer ki koparsa, artık toparlayazsın, olur kıyım.
İzlenen hayatını tek tek diz, kaçırma tek kare.
Tüm kareler tek kare, sakın aldanmayasın yâre.
Asıl yar haktır, gerisi seraptır, koyver aksın care.
Umut bağlama hiçbir insana, kalmayasın dare.
Buruşuk mendil örnektir, hayatı çirkef gösterir.
Çirkeflik sendedir, sen bozdun, nötrü titrettir.
Hatırlaki nötr olduğunu, derdi illâ, dedin hissettir.
Hissedince koyverdin anını, sonrası cana zillettir.
Avucunda ezdiğin hakkın nuru olmasa, koyuverir.
Sendeki Hayyı kapatır, ölü gibi tabuta bırakıverir.
Tabut direk mezara gider, içindekini defnediverir.
Hayy hayatı verirken, o seni fenaya daldırıverir.
Zorla kontrol edeyim dersen, zulüm seni bunaltır.
O iyilik ettikçe, daha çok zulümle hayatı karartır.
Bırak Allah için su yatağında aksın, caddebayır.
Nehrin etrafında oturanlar sulansın çayır çayır.
Derin nefes insana olur heves, sonra eder ses.
Onun sesi özünü titrettirir, rabıta eder, sesi kes.
Rabıtasına zarar verirsen, ezer, yok olur herkes,
Sakın deme önüme taş oldun, etme ona heves.
Hevesler geçicidir, et kemik zevki bilinci keser.
Hayat garip olur, kör eder gözleri, kalmaz eser.
Yatağa düşürür, mest eder, bilincini kör eder.
Kör olan bilinç hayatını titretir, hem felc eder.
Dön özüne ve sözüne, kapılma heveslerine.
Dünyayı gölgelik bil, birkaç saniye geçer biline.
Sonsuzlukta sonsuz ol, hayatını verme elin eline.
Sen azizsin, azizliğini bil, kapılma fırkat yeline.
Ey Abdullah lakabını seven Muhammed, geldin.
Nazımları sırlı dizdin, hayatı oraya nakşettin.
Bu nakış sana hediye, al öp, ne zannettin…
Teslimiz hakkı Rahman’a, ordan akıyor rahimin.