DOSTUN ELİ SANA HAKKIN ELİDİR
Dostumla derinimden bakarım…
Hem onunla aynı yolda yürürüm…
Dostumla aynı gülü koklarım…
Tüm dikenlerden arınmış gülü ararım.
Dikenler ele batarsa eldiven takarım.
Eldiveni balmumu ile sıvarım.
Eldivenin işi bitince uzun uzun keserim.
Mum gibi yapıp çıra gibi yakarım.
Hak halkın eliyle ulaştığında tepme.
Hakkı halktan gör, kendini hiç germe.
Kendine dikkat et, nefsini şeytana serme.
Dünyaları alsan da halktan, konuşanı terk etme.
Konuşan, sana Allah kulu olarak dillendi.
Yöneldi sana hakla, asla halk gibi görmedi.
Halk gibi konuşanı görünce, bakışı ikilendi.
Konuşanın hakkın dili olduğunu göremedi.
Geç artık tüm kuruntulardan, hakla gözünü aç.
Nefsini hakka teslim et, verme kimseye ödünç.
Derundan gelen sese kulak ver, olma yamaç.
Dere tepe düz de, sana doyulsun ihtiyaç.
İhtiyaç ihtiyacı doğurur, kendini kaptırma.
Kendine sahip çık, her anın yeni bir hapşırma.
Asla kimseyle eyleme tartışma.
Kimseyle yapma yarışma…
Yarışan kaybeder ve üzülür…
Özü özünde büzülür…
Nefsi benlikte süzülür…
Sanki derisi yüzülür…
Madde ve mana ayrıdır sanma.
Bedenle ruh başkadır sanma.
Benle sen aynıyız ikilik ile bakma.
Can ile ten birdir kendini yakma.
Efendimiz miraca ruh bedenle dalıverdi.
Beden ve can olarak seyran eyledi.
İkisini ayıran hakkı hissetmedi.
Bazen zahir de, bazen de batında kalıverdi.