ZİKİRLERLE ENFUSUMUZA DALIŞ

ZİKİR SANA CANDIR

Zikirleri okurken bize fayda nereden ulaşıyor?

Bu olayı anlamak için “SU”yu düşünelim. SU içen kişiye canlılık nereden geliyor?

SU içilince kimse kimsenin susuzluğunu dışarıdan gidermiyor. SU içildiğinde suyun içinden açığa çıkan aktive ile gıdaların yakılması sonucu elde edilen enerji hücrelerimize nakledilir. Öylece gıdaların proteinleri vücutta dağılır ve kişi yaşam alanı edinir. İşte yaptığımız zikirlerle özümüze ekilen mana kümecikleri aktive olur ve ruhumuzu besler.

İşte zikirler, su görevi görerek ruh dünyamızın beslenmesini sağlar. Bu hakikati birçok insan hâlâ anlamıyor. İnsanın ruh dünyası, gıdalardaki saklı olan proteinler gibi tüm manevi proteinlerini içinde barındırır. Her şey insanın içinde saklı olarak dünyaya gönderilmiştir. Bu da Rabbiyle yapılan akit olarak betimlenip elestbezmi şeklinde tasvir edilerek bize idrak ettirilmek istenilmiştir.

İçinde gömülü olan proteinler ortaya çıkıp kişiyi beslemelidir. Bu beslenmeye ancak ibadetler ve zikirler ile ulaşılır. Yoksa dışarıdan kimse bir şey vermiyor. İşte bunun içindir ki dışarıdan bir şey beklemeye gerek yoktur. Özündekiyle buluş, kula tapınmayı huy edinme ki; kurtuluşa eresin.

Dışarıdaki her şey kuldur onun için de Allah’ı dışarıdan bilme. Onun için sakın ha Allah, ötelerdedir deyip dışa yönelme. Bunu duyup Allah’ı içine de hapsetme. Sakın Allah içimdedir deyip öylece içine de yönelme. O ne içtedir ne de dışta, sarsılmaz bir iman var elinde. Allah için afak veya enfus mevzubahis değildir. Bunlar bizim tasavvurumuzdaki kelamlardır.

Az aklını kalbinin hissiyatıyla donat ve gör ki; elinin üstünde Allah eli vardır. Bu hakikat böyle biline. “Allah’ın eli mi olur?” diye seslendiğini duyar gibiyim. Kısıtlı akıl bu hakikati asla anlayamaz. Bunu ancak akleden bir kalp fark eder. Hele beri gel az düşün. Korkma dinden çıkmazsın aklını çalıştır. Din aklını kullanmayı emreder,

Azizim! Sakın korkma. Evet, korkma, düşün ve olma kimseye yama. Korkakları Allah sevmez, sakın aklını atma yabana. Sakın geri durma ve bilincini hergün yeni bir sezişle destekle. Bu destekle bilincini, Allah’ın nuruyla nakşet. İşte bu nakşe ancak, sabırla ulaşılır. Öylece özündeki ekili olan cevheri aç, rahmeti hak et ve Rahman’a er.

Din Allah’ın değişmez düzenidir. Uyum sağla onun düzeniyle. Bu uyum ile sende saklı olan cevher açılacak ve bu cevheri sulandıran zikirler ile marifete açılan bilincin, Allah’ın nuruyla bakışa ulaşacak. İşte o zaman güzellikler senin olacaktır. Zikirler kesildiğinde sudan çıkmış balığa döneriz. Bunu da böyle bilip zikirlerden taviz vermeyelim. Zikirde derinleşerek sana uzanan Allah’ın kudret eline sarıl ve onun ipiyle dünya firakından çekilip sıyrıl. Tüm mutluluğun bu sıyrılmada olduğuna bizzat şahit olacaksın.

Allah münezzehtir tüm var bildiklerinden, gayrından da münezzehtir, hem senden de. Ama sen onunla varsın ta ezelinden. Ebedin de onunladır. Kısıtlanarak sakın mahrum olma özelinden. Özelin senin deruni bakışındır ki ruhun oraya hasret duymaktadır. Ruhun oraya olan hasreti nedeniyle de içindeki hüzün hiç bitmeyecektir. İşte senin özelin ancak zikirle aktif olur. Bunun başka bir çaresi de yoktur.

Onun mevcudiyeti senden münezzehtir diye de, sen ondan münezzehsin anlamı ortaya çıkmaz. Elbette o zatı hak olarak tümüyle senden münezzeh iken, senin tüm varlığın, onun zatının kendinden kendine yansıyan nuru diyebileceğimiz bir tarzda, tüm varlığını onun nurundan alarak benlik sahibi kılınmışsın. Dolayısıyla sen, tüm herşeyinle onunsun. Sakın ha, kendini müstağni bilme. Öylece derunundaki hakka uzanan yolu kaybetme.

Bu anlatmalar kuruntu değil hayatın ta gerçeğidir. Sakın ha bu gerçeği yabana atıp boşverme. Kişi gerçekle yüzleştiğinde, keşke boş vermeseydim düşüncesi ona hiçbir şey kazandırmayacaktır.

Tenzih ile teşbih budur karıştırma birbirine. Sakın kendini verme zalimlerin eline. Zalim kendini bağımsız bilir böyle biline. Sadece hakkı dolar diline. Öylece laf ebeliği edip kendisini tatmin eder. Bu tatmin ise ölüme kadar sürer ve sonrası artık keşkelerle sürüp gider. O keşkeler de sadece diline doladığı tatmin aracı olacak ki, Allah katında hiçbir değeri olmayacaktır.

Zalimîn imanı dilinden aşağı inmemiştir. Dildeki iman lafı ise, kişiyi kurtarmaz. Eline al izanı, düşün ve kendinde hisset tüm beyanı. Su gibi olan zikirlerin hâsılatını anla, artık bu anlamanın zamanı geldi. Zira ölüm hızla yaklaşmakta ve değerlendirilmeyen ömür ziyan olmaktadır.

Yorum yapın