Haziran ayı için verilen dünya vakit haritasında, enleme göre vakitlerin sıkışması açıkça görülmektedir. Kuzeye yöneldikçe gün uzamakta (sarı yüzey), gece yani güneşin batmasıyla doğması arasındaki süre kısalmaktadır. Ayrıca buna ters orantılı olarak alacakaranlık bölgesi (mavi yüzey) genişlemekte, yani şafak (akşam/yatsı arası) ve fecir (imsak/güneş arası) süreleri uzamaktadır. Buna karşılık ise yatsının kılınabileceği yatsı/imsak arası (siyah yüzey) daralmakta ve belli bir enlemden sonra yok olmakta, yani şafakla fecir çakışmakta, henüz batı ufkunda şafak kaybolmadan, doğu ufkunda fecir zuhur etmekte, böylece yatsı vakti hiç gerçekleşmemektedir. Güneşin batmasını takip eden sürekli mavi bölgeyle (alacakaranlık) karakterize olan bu hal, Rusya’nın doğu kısmında açıkça görülmektedir. Kutup bölgesinde ise mavi yüzey de ortadan kalkar ve sürekli gündüz yaşanır.
Akşam vakti: Hadise göre güneşin batmasıyla başlar. Ebu Dâvud’un bir rivayetinde güneşin batışı, “hâcibin kaybolması” ile anlatılmıştır. “Göz üzerindeki kaş” olarak tercüme edilebilecek hâcib, güneş kursunun üzerindeki kızıllığı tasvir etmektedir. Buna göre akşam vaktinin girmesi için güneş yuvarlağının tamamının ufuk çizgisi altında kaybolması yeterli olmayıp, güneşin hemen üzerindeki kızıl bölgenin de batması gerekmektedir. Güneşin battığı yönde yüksek tepeler olması ve batı ufkunun görülememesi durumunda vaktin ne zaman gireceği konusu ise Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadisinde “doğudaki tepelerin kararması” ifadesiyle açıklığa kavuşturulmuştur. Bu ifadeye göre akşam vaktinin girmesi için, yöredeki en yüksek mevkiden bakıldığında dahi güneşin batmış olması şarttır. Zira güneş batarken ışığı karşı tarafa, yani doğu tarafına yansır. Doğudaki tepelerden ışığın kaybolması ise, civarda güneşin batışının izlenebildiği en yüksek noktadan bakıldığında dahi güneşin (ve kızıllığının) ufkun altına inmesi demektir. Hadiste akşamın son vakti şafağın kaybolması, yani yatsı vaktinin girmesi olarak tanımlanmıştır. Ancak Cebrâil’in (a.s.) namaz vakitlerini öğrettiği her iki günde de akşam namazını tek bir vakitte kıldırmış olmasına dayanarak, akşam namazı vaktinin güneşin batmasıyla başlayan dar bir vakit olduğu İmam Maliki tarafından içtihad edilmiştir. “Akşam namazını yıldızların iç içe göründüğü zamana kadar tehir etmedikleri müddetçe ümmetim hayır (yahut fıtrat) üzerindedir” hadisi de akşam namazını geciktirmenin her halükarda mekruh olduğunu göstermektedir.
Yatsı vakti: Hadise göre şafağın kaybolmasıyla başlayıp, geceyarısı sona ermektedir. Bir rivayette ise yatsının son vaktinin “gecenin üçte biri geçince” olduğu bildirilmiştir. Ancak Ebu Katâde’nin rivayet ettiği bir hadiste “bir namazın vaktinin, diğer namazın vakti girinceye kadar devam ettiği” bildirilmektedir. Buna göre yatsı vakti, sabah namazı vakti girinceye kadar devam etmekle birlikte, gecenin üçte biri veya yarısından sonraya bırakmak mekruhtur Şafağın kaybolması hadisesi konusunda ihtilaf mevcuttur. İmâm-ı Âzam, şafağın, ufuktaki beyazlık (beyaz şafak) olduğunu ifade etmiş, diğer mezhep imamları ise şafağı ufuktaki kızıllık (kızıl şafak) olarak anlamışlardır. Güneşin batmasıyla önce ufukta bir kızıllık oluşmakta, ardından bu kızıllık solarak yerini beyazlığa bırakmaktadır. Buna göre, Ebu Hanife hazretlerinin esas aldığı yatsı vakti, ufuktaki beyazlığın (görülebilir aydınlık) tamamen kaybolduğu andır; bu ise diğer imamların esas aldığı yatsı vaktinden daha sonra oluşmaktadır. Sahabeler (r.a.) arasında da bu konuda görüş birliği olmadığını, örneğin Hz. Ali, Hz. Ömer ve oğlu ile Hz. İbni Abbas’ın kızıl şafağı esas aldığını; Hz. Ebubekir, Hz. Muaz bin Cebel, Hz. Enes, Hz. Ebu Hureyre ve Hz. Aişe’nin ise beyaz şafağa göre amel ettiklerini görüyoruz.
Mayısın 15 DEN 1 ağustosa kadar Allah’ın hakkı için bu yazıya kulak veriniz. Bu iki buçuk ay zarfında akşam ile yatsı arası 1 saat 10 dakika değildir. Güneşin dünyaya vuruş açısı genişlediğinden eğer ki akşam ezanını müteakip bir saat 10 dakika sonra yatsı ezanı okursanız ve bunun böyle olmadığını haykıran âlimlere kulak kapattırsanız, tüm halkın günahını sırtlanmış olursunuz.
Takvimler Hanefi mezhebine göre hazırlanmıştır. Yatsı namazında Şafii ile Hanefi arasında 4 Meridyen vardır. İki Meridyen arası 4 dakikadır. Bu da 16 dakika eder. Yani takvimden 16 dakika önce kılınabilir.