Soru – Tecavüz edilen küçük yaşındaki bir çocuğun ne suçu var, adam ceza alır veya idam edilir ama çocuk kiriyle ve hastalığıyla kalır, neden Allah çocuğu korumuyor?
Cevap- Bu soru çok genci şüpheye soktu. Çok sinsice bir sorudur.
Olayı anlamak için tüm sistem ve düzeni görmek gerekir. Yoksa olay detaylı olarak ve temelden anlaşılmadığı için şüpheler bitmez.
Elbette birçok konuyu akıl ile sunmak, çoğu defa imkân dışıdır.
Elbette pislik yapan cezasını çekmelidir. Biz bu kısmı ile ilgilenmiyoruz.
Biz olayın esasına inip nedenlerini araştırırız.
Örneğin babanın varisi çocuklarıdır. Dedenin varisi baba yoksa torunlarıdır.
Baba veliyyül mücbirdir. Baba yoksa dede torunları için veliyyül mücbirdir.
Düşünsenize, baba ve dede evlat üzerinde hak sahibidir.
Bu madden öyle de, manen de öyle değil mi?
Her şey maddeci anlayışla anlamak isteyene veraset olayını örnek veririz.
Şimdi olayın diğer kısmını anlatalım.
Anne ve baba, dede ve nene hem daha yukarısı ta yedi cedde kadar doğan çocuk üzerinde etki bırakır.
Bir çocuk doğdu ve dünyaya geldi, bu havadan gelmedi ki…
Bir sperm ve yumurtanın bir araya gelmesi sonucu oluştu.
Bu yumurta ve sperm nereden geldi.
Hangi bilinci yüklenerek geldi.
Dede erik yemiş, torunun dişi kamaşmış olayı boşuna mı atalarımız dedi.
Tümü tecrübe sonucu söylendi.
İmam azamın babasının elmadan bir ısırık ısırması sonucu diline bulaşan bir damla suyun, İmam azamın Kur’anı bir günde değil de üç günde ezberlediği hikâyesini hep dinlemişiz.
İşte tüm ahlak ve getirisinin neslin üzerinde etki bıraktığını bilirsek, sorulan sorunun da nereye dayandığını fark ederiz.
Bilindiği gibi klasik anlatımlar, gençliği ikna etmiyor. Olayın esasını bilmek istiyor.
Zaten Allah’ın bizden isteği, hikmetle olayın hakikatını idrak etmemizdir.
Anlatılanların hikmetlerini sunmamızı Allah istemektedir.
Yoksa bu helal bu haram demek ve helal ile haramın kısımlarını öğrenmek, zaten bir tık ilerde öğrenilebilir.
İşte bu önemli olayı anlamak için, insanın yaratım serüveninin tüm konularını teferruatlarıyla bilmek gerekir.
Örneğin bir kişi bir günahı işlemek ister. Bu günah için gerekli pozisyon olursa yapmak için tam meyyaldir.
Bu özellik çocuklarına yansır ve çocuğu o kötülüğe maruz kalabilir.
Çünkü o çocuk, ruhuna titreşimi alarak gelmiştir. Ve maruz olmaya açık alandır.
İşte çocuklarımızın emin olması için, bir emin bir sperm ve yumurta ile çoğu buluşturmalıyız.
Görmediniz mi, siyah tavuk yumurtası genelde siyah olur. Bazen de başka renkli olur. Çünkü yüklenen bilgi tavuktan değil horozdan yansımıştır.
Bazen de civciv tümüyle tavuk ve horoza ayrı bir renkte çıkar. Çünkü bu artık kendi annesinin annesine çekmiştir.
İşte bizde temiz lokma yiyelim. Düzgün düşünelim. Çocuklarımız yedi eminde dünyaya gelip büyür. İnşallah bir maddi ve manevi bir sıkıntıya maruz kalmadan büyür.
İşte olayın hakikati bilinmeden şu soru cevap bulunamıyor.
Neden Allah o kendisini koruyacak gücü olmayan çocuğu korumadı.
Ya hu, Allah dünyayı imtihan yeri eyledi. Tümüyle İçiçe bir sistem şeklinde faaliyet sürmektedir.
Olayı bilmediği için de der ki adalet nerde kaldı. Hani Allahın adaleti…
Oysaki adalet tüm teferruatıyla yürürlüktedir.
Sen fiili ve çirkin eylemi işleyen adama hangi cezayı verirsen ver, çocuk açısından bir değişim olmayacaktır.
Zaten o sıkıntıya maruz kalmıştır.
Örneğin gölden su sızarsa, gölün önünden değil, içinden sızıntıyı önlemek gerekir.
İşte onun için, temiz bir insanlık geleceğini temin etmek için, insanlara Allahın sistem ve düzeni iyice izah edilmedir.
Çünkü kimse çocuğunun başına bir kötülük gelmesini istemez.
Onun için de önlemini alır ve temiz lokma yiyip kimsenin hakkına ne düşünsel, ne de fiilsel tecavüz etmez.
Olayın hakikatini bilmezse, neden o çocuk maruz kaldı deyip durur. İşte siz Onun hatasını babasında arayın.
Neslinin korunması için ne yaptı diye öz geçmişini mercek altına alın.
Bu satırların gerçeği yansıttığını göreceksiniz.
Çocuk bakımından ise, hiçbir günahı yoktur. Allah onu katında affetmiştir.
O çocuğu sıkıntıya sokan, en ağır şekilde cezalandırılmadır.
Yani olayın perde arkasında oluşan eski birikimlerin ve genetik bilgi kayması, o suça bulaşanı temiz eylemez.
İnşallah anlaşılmıştır.