Bal muhabbeti değil balın tadını hissettirmeye çalışan senin dostundur…
Ama ne yazık ki burada firak vardır…
Balın muhabbetini hissettirmeye çalışan kişiler, firak yaşar.
İnsanlığa balın muhabbeti tatlı gelirken, balın içeriğine ulaşım kendisine meşakkatli gözükür.
Çünkü gidip çalışacak, arı besleyecek, arılar onu sokacak, canı acıyacak, şişecek, bazen zehirleyecek, dolayısıyla alıp tat etmesi nefse ağır gelecektir.
Ama balın tadının muhabbeti kişiye tatlı gelir.
Anlatılır, üzerinde muhabbetler uzar, arıdan bahsedilir, arının kovası anlatılır, arının sokumu anlatılır, arının zehirinden bahsedilir, arının yapısı anlatılır.
Hatta hatta üzerine tezler yazılır, üzerine öğrenciler doktora yapar, üzerine çalışma yapılarak prof olunur.
Üzerine yapılan popülizm ile sermaye döner, mal satılır, mal alınır, dünyevi zenginleşme dahi büyür.
Çarklar döner daha ne olsun…
Ama tümü balın evreleri ve yetişme bahsi üzerine idi.
Ya balın kendisini bizzat yetiştirme, işte onu ancak kendisini adayanlar ve tüm meşakkatini göze alanlar yetiştirir.
İşte balın kendisine ulaşımını izah edenler ve gayrisi kar etmez diyenler yalnızlığa terk edilir.
Daha daha ileriye gidip balın üzerine hikâye oluşturanlara karşı durup balın kendisine ulaşımı inatla savunanlar, ya sürgün edilir ve susturulur.
Çünkü balın hikâyesinden kazanç elde edenlerin kovanına çomak sokmuş ve bala kavuşmak isteyen gözü açıkları uyandırmış ve başlarına salmıştır.
Yani firak oluşur.