SORU: Mesela birini yedireceğiz. Allah yedirdi demek gerekir. Mesela elimizi yıkayacağız Allah yıkamamız için güç ve kuvvet verdi. Gibi söylem ve düşünceler nasıl olmalı? Yani Allahın varlığını Birliğini müşahede açısından mı yoksa kendi inandığımız Allahın varlığı mı? Her insanın idrak ve şuurundaki Allah farklı iken bunu sonsuz yüce Allah olarak mı düşünerek mi söylemek yapmak? Lazım buradaki ince nokta ayrıntı nedir?
CEVAP: Öncellikle bilelim ki tek bir Allah vardır. Kimin düşüncesinde ve şuurunda ne olursa olsun, yegane ilah sadece Allah’tır. Ama her bir insanın Allahın büyüklüğünü idrak ve onun sanatını seyr, değişkendir. Çünkü her bir kişinin rububiyet alanı değişken ve kabındaki idrak gücü değişkendir. Bunu böylece bildikten sonra, bilelim ki;
Kim nerde kimi yediriyorse, aslında yediren Allahtır. Ama Allah seninle onu yedirir. Ve yedirdiği içinde şükretmeli. Çünkü o kişi önce elini açıp Allahtan dilemiş, Allah seni uygun görüp rızkın ona ulaşması seni vasıta eylemiştir. Hem senin tüm kazandığını da veren Allahtır. Düşün ki, tüm rızık yerden bitirir. Yerden bitiren ise Allahtır.
Kim nerde ne hareket ediyorsa etsin, o hareket gücünü Allah verir. Örneğin yere oturup hiçbir işten haberin yoksa kasların gevşek ve hiçbir güç hissedemez. Ama sen hareketlenmek için niyet ettiğinde, aniden kaslarda güç belirginleşir. İşte bu belirginleşen güç, telefona şebekeden gelen sinyal gibi ve akabinde telefondan yükselen çevrim içi ses gibidir. Zira telefonun şebekeye beş duyu ile görünmez bir bağ gibi bağlı olduğu gibi, insan ve dahi her bir varlık öyle Allahın kuvvet ve kudretine bağlıdır. İşe besmele ile bu güce ve kuvvete iman ederek işe koyuluruz.
İşte tüm u düşünceler, ve bizde oluşan titreşimle, bizim bağlantı noktamız olan rabbul aleminle güçlü senkronize olmamız içindir. Zira senkronizenimizin gücüne göre derecemiz yükselecek ve hakka vuslatımız gerçekleşecektir.