İMAN SONSUZA KADAR YOL AYDINLIĞIDIR

İman hiçbir zaman kalkmaz. Her zaman belirleyici temel faktördür. Bu sonsuza kadar da öyle kalacaktır.

Zira bakara suresinin son ayetlerinde AMENERRASULU diyerek, rasulun dahi iman ettiğini söyler.

Çünkü karşında bir hudutsuz nur var, nurun yansıdığı vecih var ve asla zatına muttali olamayacağın mutlak zat var.

Dolayısıyla iman, sonsuza kadar devam eder ve asla sonu gelmez.

İman ederken delil arama, kayıtsız şartsız imanda daim ol ve imanın yolunda yürü.

Sakın ha sakın imanını delile bağlı eyleme. İman kayıtsız şartsız ğayba iman etmektir.

Yoksa şeytan aldatır. Zira şeytani kuvve donelerden yola çıkarak, zihinsel oyunlar ortaya çıkararak kişiyi özüne ulaşmaktan mahrum meder.

İmanda derinleşmek için de en iyisi enfustaki kitabı okumaktır.

İşte o zaman kişi uyanır ki, bu da ancak zikirle olur.

Ama satırlar okuna okuna hayal dünyasında dolaşıma devam ederse, bir yere varılmaz.

Sen zikirler özüne doğru yol alarak, sadrındaki satırı oku ve yükselerek huzura er.

Eğer okuduğun satır sadrındansa, hemen hissini bizzat yaşarsın.Yoksa; bir TV dizisi seyreder gibi, hayalini kurup hayalen yaşarsın ve sonra da eski yaşama devam edersin.

Bir TV dizisini seyreder gibi hayıflanıp heyecelanmadan, kendi varlığını seyre daaldadığında, işte o zaman uyanmaya başlarsın.

Uyanmayla beraber, yaratılışı seyreder ve mutlak yaratıcıya uzanırsın.

Hakikete doğru seyrin sonucunda MUTLAK VAR olan Allah’ın cemaline dönersin ve vechi önünde secdeye dalarsın.

Ve artık anlarsın ki, var edilen tüm varlıklar, onun sıfatlarının veya esmanın veya efailinin asla ve asla tezahürü değildir. Böyle olsaydı, hülül olurdu.

Tüm yaratılmışlar, Allahın fililin sonucu var ettiği yaratıklarıdır. Hiçbirini asla ve asla esmanın zuhriyeti olarak isimlendiremeyiz.

Ama Allah yarattığı varlıklarını sıfat, esma ve ef’aliyle yaratmış olduğu levhasının üzerinde istediği şekilde dokuma yaparak var eylemiştir.

Örneğin ressamın levhasının üzerine çizdiği resimle asla hululu söz konusu değildir.

Ama ressam, levhasının üzerinde sıfatyla ve kuvveleriyle fiillerde bulunarak zihnindeki eserinin bir kısmını resmetmiştir.

İşte kainatta aynı böyledir…

Allah’ın ilmiyetinin bir noktasının lehva üzerinde dokuma yapmasıdır.

Ve levhanın üzerindeki bu bir nokta ilimle Allahın ilmiyeti sınırlanmadığı gibi, bu bir nokta ilmiyetini yansıtıp alemleri dokudu diye de onun ilmiyetinden bir şey eksilmedi.

MUTLAK VAR ile varlıkları sakın ha birbirine karıştırma…

Varlık tek değildir. MUTLAK VAR ise, tekdir. Eğer varlık tek olsaydı, somut ortamda ayrı bilinçler olamazdı.

Oysaki her bir yaratılan, ayrı bir bilinçle yaratılmıştır. Bunu her bir yaratılmış için düşünebiliriz.

Ama MUTLAK VAR olan yaratıcı tektir ve yaratılanı var ederek, yaratılanın gözünden yaratılana ait seyir oluşturarak bilinmek istenmiştir.

Yorum yapın