Konuya şu hadisi şerifle başlayalım…
Abdullah b. Mes”ûd”un anlattığına göre, bir gün Hz. Peygamber (sav),
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez.” buyurdu. Bunu duyan bir adam, “Ama insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasından hoşlanır!” deyince, Allah Resûlü, “Allah güzeldir, güzelliği sever. Kibir ise hakikati inkâr etmek ve insanları küçük görmektir.” buyurdu. (M265 Müslim, Îmân, 147)
Kibir, kendi benliğini sahipleyip görmek yani bencil davranmak, benliğine bağımsız ve isnatsız yani bağlantısız bir kuvve atfedip öylece kendisini müstakil bir birim sanmaktır.
Öylece kendisini bağlantısız bildiğinden herbir kişiyi de öyle göreceğinden, artık güçlü ve zayıf savaşı başlayacak, gücü yettiği kişileri sömürecek, gücü yetmediği kişiler önünde de kul köle olacaktır.
Ama Allaha iman edenler B harfinin kelimenin başında kelimeye kattığı anlama dikkat ederek Allaha İman eder
Allahın gücüyle güçlendiğini hissetmeye çalışıp öylece varlığının farkındalığına erer.
Öylece sonsuz güç sahibi olan Allahın mutlak kudretiyle senkronize halinde olacak.
ve….
Bismillahirrahmanirrahim deyip fiil alemindeki yaratımının farkındalığıyla şirkten arınıp tevhitle buluşacak.
Dolayısıyla kalbinde kibir varsa, o kalbe iman oturmayacaktır…
Bilelim ki sahibimiz Allahtır. Tüm her bir şeyimizi o yaratmaktadır.
Ve şu ayete kulak kesilelim…
اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ
Elleżîne iżâ esâbet-hum musîbetun kâlû innâ li(A)llâhi ve-innâ ileyhi râci’ûn(e)
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a aitız, ve şüphesiz O’na dönücüleriz.”
Bakara 156