Allah ile aldatanlar, bir çok enstrüman kullanır.
Bu enstrümanlardan biri de fenafillah olayını çarpıtıp insanların Allah ile haşa bütünleşme saçmalığı iledir.
Ben yokum sadece Allah var demekle sen yok olmuyorsun.
Olsa olsa psikolojik bir vakıa yaşayarak kendi hüviyetini yok saymışsın.
Ben yok oluşumu zati makamdan zevkle seyrediyorum diyerekte kendini kandırma.
Bir kere o makamlarda seyre ulaşanların konuşacak sözleri tükenir.
Hem Allah seyredilmek istemiş ve seni sanal bir benlik ile var etmiş ki, bu varlığın Allahın El Cebbar ismi dahilinde El Musavvir isminin müsemması ile suretlendirerek varlık aleminde yerleştirmiştir.
İşte ben, aşk ile kendimi yakıp onunla bütünleştireyim dersen, arkadan nal toplarsın.
Eğer kendimizi aşk sarhoşluğuna daldırıp, fena makamını basit bir yokluk zannettirip, amelden el etek çekersek, dünya ve ahrette nefsimize zulmedenlerden oluruz.
Ama fena olma olayını, kendi amel ve düşüncelerimizi kaldırıp yerine Allahın emirlerini ihya olarak anlarsak, o zaman fenayı doğru değerlendirmiş oluruz.
İşte bu fena hakiki manada kul olmayı bize idrak ettirir.
Hem bu fena Allahın azametine karşı yoksulluğumuzu bize idrak ettirecektir.
Tüm havl ve kuvvetin Allahın tecelli etmesiyle bizde zuhur ettiğine şahit oluruz.
Böylece mutlak ihsana kavuşur, Allahı görürmüşcesine mutluluğa kavuşuruz.
İşte bu mutluluğa ermek için, zikir ve tefekkürde derinleşmek gerekir.
Böylece ilim ve irfan yolunda hakikatimize yolcuk etmiş oluruz.
Yoksa kendi kendine bu şuur bizde zuhur etmez.
Lafını ederiz de içeriğine ulaşamayız.