MARİFETİ ANLAMAK İÇİN BİR ÖRNEK

VE MARİFET
Marifet Allah’a tam eriştir. Ağaç kökünün toprakla buluşması gibidir. Önce fidan ekilir ve o fidan kök atar. Sonra toprak kökü kaplar, sarmalar ve besler. Sonra kök ve toprak bütünleşir. İşte kişinin Allah ile kaim olduğu hakikatını hissetmesine yani bu bütünleşmeye mana ilmide marifet derler.

Bu örneğin içeriğini anlamayanlar için, bu özet anlatmı inşallah izah edelim…

Marifet Allah’a tam eriştir. Tüm varlığının sahibinin Allah olduğunu hissetmesidir. Bu hissedişi tüm zahiri ve batını olarak tadıp öylece Allahın cemalına ermektir.

Allahın cemalının güzelliğini yaratılmışların güzelliklerinde görüp tüm yaratılmışlara karşı saygı ile dolmaktır. Öylece yaratılanı yaratan için sevip asla ve asla kimseye bir zarar vermemektir.

Bu hal mana yolcularının öz halidir ki Allahın yarattıklarına karşı hizmete etmekte ram oluştur.

Bunu bir örnek ile izah edelim. Marifeti hissediş, ağaç kökünün toprakla buluşması gibidir. Tüm yaşam gıdasının geliş yerini anlaması gibidir.

Önce fidan ekilir ve o fidan kök atar. Sonra toprak kökü kaplar, sarmalar ve besler. Sonra kök ve toprak bütünleşir.

İnsan da yaptı amellerle uyanır. Kendine gelir. Bir fidan gibi büyümeye başlar. Kök atar ve kökler besinlerini topraktan emerek yaşaya devam eder.


İşte kişinin Allah ile kaim olduğu hakikatını hissetmesine yani bu bütünleşmeye mana ilminde marifet derler.

Burada izah edilen husus kulun bireysel manada Allah ile birleşmesi değildir. Buradaki amaç, kişinin tüm güç ve kuvvetinin Allahın güç ve kuvvetiyle kendinde icra olduğunu anlamasıdır. Zaten bunu LA HAVLE VE LA KUVVETE İLLA BİLLAHİL cümlesiyle izah etmekteyiz.

Çünkü biz varlığımızı Allahın zatından değil, Allahın nurundan yani ilminden almaktayız. Allah zatı olarak yarattıklarından münezzeh olup asla ve asla kul ile bütünleşmesi düşünülemez.

Böyle bir bütünleşme fikri panteistlik olup, hakikatla alakası yoktur.

Öylece kul, kendisiyle kaim olduğu rabbini tanımış, rabbinin kendisinin rezzağı olduğu anlar ve öylece Allahın rezzak ismini hissederek Allahın rahmetini kendisini kuşattığını anlar.


Bu bütünleşmeye dikkat edin, ağaç toprak olmaz, toprak da ağaç olmaz. Ağaç topraktan beslendiğini idrak eder. Tabi bu örnektir, esas mesele olayı idrak etmektir.

İşte bizler mutlak hakikatı hissettirmek için bize verilen örnelere verilen manalara dikkat ederek o örneği olması gereken yere koymalıyız.

İşin hakikatı ise, örneklere sığmayacak kadar derindir. Verilen örneklerde anlaşılması gereken manayı alıp örneği çöpe atmalıyız. Yoksa örneğe takılır, işin hakikatından uzaklaşmış oluruz.

Yorum yapın