Ya-sin…
Buradaki hitap peygamberimizedir.
Lakin şöyle…
Der ki…
Söyle YA-SİN…
Yani söyle en insanlar
يٰسٓۜ ﴿١﴾ وَالْقُرْاٰنِ الْحَك۪يمِۙ ﴿٢﴾ اِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۙ ﴿٣﴾ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍۜ ﴿٤﴾
Kesinlikle bu kur’an, yaratılış hikmetlerini apaçık sunar.
İnsanlara bu Kur’an’ı duyur, çünkü; muhakkak ki sen, insanlığa Allah tarafından gönderilen elçilerdensin.
İşte senin sunduğun Kur’an yolu, doğru yol üzere olan bildiri ne ise, işte onu sunar.
Yani ayetlere bütüncül olarak baktığımızda, olay anlaşılır.
Yani buradaki YA-SİN yani peygamberimize diyor ki Allah, insanlara öylece hitap et.
“SİN” İnsanın en saf haline verilen isimdir.
Peygamberimiz sav efendimiz miraçta insaniyetin en saf halini yaşadı.
İnsanlık için Bundan öte saflık olamaz. İşte YA-SİN suresinde de Peygamberimiz sav efendimiz insanlığın en saflık noktasına nida ederek, YA SİN dedi.
Çünkü Peygamber ne ile mesulse, diğer insanlar da onunla mesuldür.
İşte peygamberimiz sav efendimiz, en saf noktaya bürünüp insanlığa YA SİN diye hitap ederek, insanlığı da o noktaya çekmek istedi.
Tabi bu Allah’ın vahyi ile yaptı.
İnsan bir ahlaka bürünmeden anlatması, karşı tarafa hiçbir şey katmaz.
İşte peygamberimiz sav efendimiz de, miraçta Allah’ın Lütfü ile insanlığın sahip olduğu bu özelliği yaşadı.
Sonra da insanlığı bu özelliğe bürünerek, bu özelliğe çağırdı.
En iyisini Allah bilir…