Peygamberimizin ceddi niye Mekke’ye yerleşti?
Hz.Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem efendimiz fıtrat dili ile konuşuyordu.
Onun neslinin dayandığı silsile ise, Hz. Adnan’a kadar kesindir.
Hz. Adnan dan sonraki silsile ve nesli ise Hz. İbrahim e dayandığı kesindir.
Ama aradaki silsile zinciri belli değildir.
Hz. İbrahim den önceki cedlerinin yaşadığı silsile de bilinmiyor.
Hz. İbrahim e kadar ki nesli, Kur’anın dili olan Arapça dilini oturtmak için Mekkede yaşayıp A”rab”ça diliyle bütünleşti.
Hz. İbrahim den önceki nesiller konusunda tarihçilerin kesin bir dayanağı yoktur.
Mana ehlinin bu konularda ilettikleri bilgiler ise, doğru olması söz konusu ise de, tarihi bir dayanak olmadığı için, mana ehli arasında zevk hali olarak olayın seyrine daldırır.
Ama bir gerçek vardır ki, Hz. Adem ile Hz. Havva cennetten atıldıktan sonra Mekke’de buluştuklarından, Mekke toprağı fıtrat dilinin zuhur etmesi için en uygun mekandı.
Hz. Adem den sonra fıtrat dili unutulmuştu.
Fıtrat dili tekrar canlanmalıydı. Çünkü Kur’an fıtrat diliyle gelmeliydi.
Onun için de Hz. İbrahim as eşi Hz. Hacer ile oğlu Hz. İsmail i getirip Mekke’ye yerleştirdi.
Yıllar gerecekti ki oradan fesih A”rab”ça tam olarak lisanlarda otursun.
Hatta ki bu fıtrat dili olan a”rab”ça artık yetiştiğinde, o zamanki şairler şiirler ve methiyeler dizmeye başladılar.
Öyle oldu ki, edebiyatçılar türedi ve bir birileriyle yarışır oldular.
Zaten dikkat edilirse, Hz. Hacer annemiz Mekkeye yerleşince su bile yoktu ve kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdi.
Daha sonra oraya gelip yerleşenler, göçebe iken oraya yerleşen ahali idi.
İşte fesih arapça tam oturduğunda, Hz.Muhammed Mustafa sallahu aleyhi ve sellem efendimiz yepyeni anlatımla dini İslamı mubini tebliğe başladı.
İşte tüm olay, Rab’çayı en orjinal şekilde insanlığa iletmekti.
İşte kıvama gelen toplum rabbin hitabıyla buluştu.
İşte esas maksat olan buluşma gerçekleşti.
Ama efendimizin silsilesi Hz. İbrahim den önce nerde ve nasıldı? Olayı meçhul olup sonrası ise Mekke’ye yerleşmişlerdir.
Onlar bir ümmeti ve geçtiler amelleriyle.
Bize kalan ise kendi çalışma ve amelimiz.
Saygılarımla…