VAHDETİ ŞUHUD

 

Şuhud yani şehadet aleminde gözüken her şey demektir.

Görülen herşeyin bir olması ve tek bedene sahip olması için, biri diğerinin bir uzvunu oluşturması gerekir.

Bir parçayı oluşturan varlıkların bir tümel yapıyı oluşturması gerekir.

Bu şekilde bir tümel yapı olmadığı gibi, tümel yağının bir parçasını oluşturan parçacıklar da olamaz.

Şimdi…

(“Hu ” adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet ) Allah ismi aynasında kendisini seyr edip gizli hazine olan zati ilmîni yansıtmasıyla oluşturduğu subuti sıfatlarının herbirini ayrı bir özelliği olarak gölge varlık olarak tasvir edeliceğimiz alemlerle zuhur etti kendi seyr alemine…

Tekvin sıfatı devreye girince ise, 99 esma öz cevheri kendi seyr aleminin alanına girdi.

99 öz cevher ile de 18 bin alem yola koyuldu.

Burada bir konuya da önemine binaen değinelim.

Burada ki 99 öz cevher için heyula diyenler var.

Ve kadimi olduğunu söyleyenler var.

Hayır bu 99 öz cevher kadimi değil ve daha önce asla zuhuru yoktu.

Zuhur anından önce (“Hu ” adıyla işaret ettiğimiz mutlak hüvviyet ) zati ilmiyle kendinde olup asla subuti sıfatlarla zuhur etmediği kuvveleri var etmemişti.

Kendi zati ilminde elbette ki istediğinde zuhur edip istediğinde geri alma kuvvesine ve ilmine haizdi.

Ama oluşturmamıştı yani varlığı oluşturan 99 olan öz cevher hazinede gizliydi.

Buna kısaca deyindikten sonra devam edelim.

18 bin alemden her biri 99 esma öz cevherinin iki üç veya daha fazla öz cevher buluşmasıyla 18 bin alem seyrine girdi.

Hem 99 öz cevherden de oran azalıp çoğalmayla 18 bin alem dahi sayısız diye bileceğimiz varlıkların tür ve cinslerini oluşturdu.

Oluşan varlık öz hüvviyetini 99 esma kuvvesinin MUSAVVİR esmasının şekillendirmesi ile BARİ esmasının emsalsız oluşturmasıyla var oldu.

Var olan oluşlar yani varlıklar her ne kadar her biri ayrı öz kuvve oluşumu sonucu var olmuşsa da, bir birini tamamlayacı unsurlar olarakta CAMİ esması gereği bir birlerine destekleyici ve tamamlayıcı oluşlar şeklinde ZAHİR esması gereği BATIN esması getirisini seyr alemine soktu.

İşte 99 öz cevherin aynı olması zaten ceberut alemi olarak izah edilen salt manalar kuvvelerinin zati ilimle seyr oluşturmasını istediği ilk bakış dileğidir ve bu ilk bakış dileğinde daha melekut alemi dahil fiiller alemi daha var olmamıştı.

Dolayısıyla zaten bu noktada vahdet gözükse de o vahdet Allahtan oluşan seyr isteyi vahdeti dir ki bizleri ve tüm alemleri etkilemez.

Zaten 99 esma öz cevherinin olduğu ceberut seyrinde daha şuhud oluşmamıştır ki VahdetiŞuhud diye bilelim.

İşte aziz kardeşlerim. ..

Var edilen her oluş 99 ana cevherin ayrı bir sergisi olup diğer oluşlara göre var olmak açısından tümüyle bağımsız olup kendi hüvviyetiyle var olur.

Kendisine aktarılan 99 öz cevherin oran ve adeti kadar zorunlu bir yaşama Bismillah der.

İnsan ve cin ise aynı sistemle var edildiği halde, kendilerine aktarılan 99 öz cevherden kendi öz oranlarını artırma kuvvesiyle var edilmiştir.

Cin 99 esma öz cevherine şamil olmadığı halde, insan 99 esma öz cevherin tümüne haiz yaratılmıştır. Zaten onun için de Allahın halifesi olarak yaratılmıştır.

İnsanın bedenini var eden organlar ve mikroorganizmalar olduğu halde, insan beden olarak tümel varlığı tümüyle ayrıdır.

Bir oluş diğer oluşun varlığını oluşturduğu halde, her oluş kendi çapında tümüyle 99 öz cevherden belli oran ve miktarda ayrı var edilmiştir.

Zaten içinde VahdetiŞuhud’un geçerli olmadığı ama var olan her varlığın birbiriyle uyumlu olduğudur.

Örneğin insanın damak tadına uygun elmanın var olduğu, ama insan ayrı ve elma ayrı oluş olarak Allahın sistem ve düzeninde yerini alır.

İnsanın özelliklerine de az deyinelim…

İnsan kendisinin varlığını oluşturan 99 öz cevherinin oransal karışımını yükseltme veya alçaltma kuvvesine haizdir.

Her insan islam fıtratı üzerine doğar. 99 öz cevherini seyr alemine sokma hüvviyetiyle dünya arenasında yerini alır.

Ama içinde doğduğu aile ve çevresi onu kısar ve açar. İtikadını ve içsel haletini değiştirir.

Tümüyle ayrı bir yapı olarak dünya sahnesine atar.

Çünkü insan yapısı değişime kuvvesine haizdir ve terbiye edilebilir şeklindedir.

Zaten terbiye edilebildiği içinde insan için ceza yani ulaştığı içsel halinin karşılığı bulacağı cennet ve Cehennem söz konusudur.

İnsan içsel mana yapısını değiştirmek için de zikir okumak zorundadır.

Yoksa içsel yapısı değişmez ve hatta geriler.

Evet kardeşlerim…

Bu kısa makalede belirtildiği gibi VahdetiŞuhud dahi VahdetiVücud gibi yoktur.

Vahdet 99 esma kuvvesinin varlığı oluşturmadan, öz cevher olarak bulunduğu ceberut alemi itibarıyladır.

Kesret aleminde vahdet değil uyum vardır.

mnö

Yorum yapın