Bir avuç insan için değil tüm insanlık bir araya gelse ve esas duruşta durup saygı gösterse ve her isteğini uygulassa, buna karşın rabbul aleminin nimete erenlerin kulluğunun aksi bir duruş benden istense, tüm o saygı ve getiriyi serap bilip gözümü İsmail’in sesine ve zem zem suyuna bend ederim. Bir şişe zem zem suyunu içip tüm seraba sırt çeviririm.
Allahtan mahrum eden insanların iltifatını yüzüme atılan tükürük olarak görürüm. Başıma vurulan beyin kanaması sancısı olarak bellerim. Ve hatta beynin dağılıp bedenin helak olması olarak telakki ederim.
İşte bu serap olan sermaye saçmalığını güneş batıp gece olmadan hakkel yakin olarak görürüm. Onun için bir dakka deyip ve büyük sınav ile sınarım.
İşte bu seraplara gülümseyip gerçeğe adandım. Hiç üstü sonsuz hiç olan hatta hatta piç olan dünya sevdasını Ethemin elindeki iğne gibi balığa fırlattım. Balık ağzına koyup getirince ise, başını okşayıp bir daha getirme dedim. Tebessüm edip gitti tatlı balık.
Artık hiç olan seraplara kapılmadan ve balığa göz kırpmadan yürümede karar kıldım.
Çünkü ölümle beraber rüya ve serap olan dünya yokluğunda kayıp olup gider.
Geriye Allaha olan aşk ve hak ile olan meşktir elinde ganimet ve bu ganimeti bil ebedi nimet.
Hak ile muhabbet
Odur sana saadet
Ettirir sana rahmet
Silinir tüm minnet