Bir dostla veya arkadaşla sohbet ederken, onların üzerinde oldukları ruh ve mana yakınlığını bilmeli, o söz söylenirken hangi ruh halinde söylendiği iyi tetkik edilmelidir.
hatta onun ruhuyla bütünleşik bir halde cevap verilmelidir.
Yoksa yanılır ve yanlış karar veririz.
Kur’an daki her bir ayette öyle.
Her ayetin Resulullah sas Efendimize hangi ruh halinde söylendiği hakkıyla kavranılmazsa, ayete verilen meal eksik kalır.
Zaten toplumdaki tüm savaşlar bundan dolayı çıkmıyor mu?
Kimse kimseyi beğenmiyor.
Biliyor musunuz aziz dostlar…
Resulullah sav efendimiz bir çocukla konuşurken onun boy hizasına eğilir ve öylece konuşurdu.
Bir yaşlı hanım bir soru sorduğunda, onun bakış açısıyla cevaplardı.
Hz. Ebubekir ra sorduğunda bambaşka cevaplardı.
Efendim sas bir arkadaşına îmân üzerinde yüklenir ve zahir diye bildiğimiz, aslında maneviyat kapısının tokmağı olan İlmihali bilgileri sunarken, Hz. Ali ra ya şehrin kapısını teslim ediyordu.
Ah o anlayışla nazar eden ilmi derk edersek, tüm dünya esenlik dolar.
saygılar özümdeki nura emanetsiniz.