HAZİNE İŞTE

Duysak bir hazineyi ve elimize haritası verilse.

Ama hazinenin haritası Çince olsa…

İnanın tercümana tercüme ettirmeyiz.

Çünkü şöyle düşünürüz…

Tercüman yanlış tercüme eder de bizi kandırır ve gider de hazineyi kendi çıkarır deriz.

Gider kendiniz bizzat kursuna Çinceyi öğrenir ve hazineye ulaşırız ki öyle bir hazine bulursak şayet, hazineden hiçte mutluluk duymayız.

Çünkü içinde mal sahibinin ahı vardır.

Alın teri vardır.

Alınteri mukaddestir.

Göz dikilmez.

Göz dikenin gözü fışkırır havaya.

Her ne kadar dünyadan ölüp gitmişse de…

Bir kaç günlük dünya ve sonuçta hiç mutlu etmeyecek hazine için gidip bütünüyle yabancı bir dili bizzat öğreniriz de…

Ya sonsuz yaşam için ne kadar hazırlanıyor ve el kitabını ne kadar kaynağından öğreniyoruz.

Demek ki inanmıyoruz…

Yorum yapın