yakın dostumla sohbet yapmıştık. onun yazılarını “cevap” olarak, benim yazıları da “mnö” olarak yazdık.
mnö-Bugünkü konu ne olsun?
cevap-sen söyle.
mnö- hayır sen söyle ki, en çok merak ettiğin konular anlaşılsın.
Cevap-neden imtihan
Mnö-güzel konu imtihan ve kulluk bilinci arasındaki farkı fark edersek olay daha iyi anlaşılır. Niye dünyadayız?
Cevap-cevabı var mı ki? yaptığından sual olunmaz.
mnö-öyle sual Sorulmayan kim?
cevap-Tanrı değil elbette
mnö-o zaman kim
cevap-kim ?
mnö-tanrı değilse kim olabilir?
Cevap-Allah dersen mi?
Mnö-HU olması gerekir hu nasıl imtihan eder Neyin sınavı?
cevap-tamam hu diledi herşeyi. hu ve Allah farkını tam anlamadım ki. Hep Allah diyoz, Hu diyen yok.
mnö-ikisi birbirinin aynısı da değildir. ikisi birbirinden farklı da değildir. Bu olay herkes tarafından tam anlaşılamadığından böyle denmiştir. olayı bilen kişilerde elbette mecutturlar. HU, Allah ismi aynasında kendi özünde var olan ve gizli olan manaları seyr ederken, yaptığı seyr için ona sual sorulmaz. Çünkü o yanısıra başka bir mutlak benlik sahibi yoktur ki ona desin ki, sen niye bu seyri oluşturuyorsun. sadece HU-O ve dilediği seyri yapar. ama yaratıp kendi adına seyr hakkı verdiği cinler ve insanlar mesuldurlar. Onların mesuliyeti de şu noktadandır… Hu ismiyle zatına işaret ettiğimiz mutlak benlik, Allah ismi aynasında kendini seyr ettiğinde, bu seyri bir düzen içinde yaptı. gelişi güzel değil. insan daha sonra bu düzenli bir şekilde var edilen seyr içinde kendini buldu. HU kendi adına seyr hakkını ona tanıyınca, o seyre başladı önceden var olan düzen içinde. düzene uygun hareket etmezse, düzenin dişlileri arasında sıkışır ve kayış atar. mesele budur değerli dostum.
cevap-teşekkür ederim. ee sonra…
mnö-Neyin imtihanı?
cevap-hocam bunu ben sordum.
mnö-Tamam da, sen niye imtihan dedin Bende yazdım ki neyin imtihanı? arada fark vardır. aklından geçeni yaz. doğru yanlış önemli değil,
cevap-kim kimi imtihan ediyor?
mnö-kimse kimseyi imtihan etmiyor. evet neyin imtihanı? Bunun cevabı olayı anlama noktasıdır.
cevap-???
mnö- o zaman ben diyim… imânlı olduğumuzu iddia ettiğimizin imtihanı. bak kimse bizi imtihan falan etmiyor. Biz diyoruz ki şuna inandım.
cevap-Tamam da neden o zaman da, cehennem kimin için?
mnö-bak şimdi… Biz kendi kendimizi imtihan ediyoruz… hani ayet der ya hesap görücü olarak nefsin yeter.
cevap-evet
mnö-sen desen ki ben şuna inandım Hemen nefsin harekete geçer ve seni o konuda dener. duymadın mı ki, kimseyi kınama diye. Niye sence? kınama, birisinin başına bir şey gelir. sen hesap meleği gibi onun sorgularsın. böyle yaptı, şöyle yaptı. Ben olsaydım yapmazdım. şimdi bir gerçekle karşı karşıyayız. Ne isim bırakarsak bırakalım bir sınav olduğu kesin. Bir sınavdayız ve sınavı hu yapıyor. hu neydi?
cevap-tarifsiz bişeydi
mnö-demiştin ya… Allah ne dediğim de,
cevap-varlığmdaki, Allah da ona ayna. hocam söyle hadi…
mnö-varlığımdaki hakikat diye bir şeyler dedin
cevap-E yazdım
mnö- hatırladın mı? şimdi Örneğin birini kınarsın ne oluyur?
cevap-Tokat Sana dönüyor.
mnö-Senin başına gelmeden ölmüyorsun, bunu kim diyor?
cevap- hadis
mnö-hadis olması gerekir. şu hadis “Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz.” Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507 evet burdan bir sırrın anlaşılması gerekiyor. aslında sınavın sırrı bu hadiste. şöyle ki; O zaman şunu sorayım… Bu başa gelen şeyi kim getiriyor?
cevap-gene kendisi, hu
mnö-nerde?
cevap-Her birimde Bende de, sende de ve var olan şeyde.
cevap-süpersiniz… sendeki derinlikli ben veya hu sürekli seni gözetliyor sen hangi konuda bu böyledir dediğinde özündeki hu hemen söylendiğinle imtihan ediyor. peki namaz kılmak imtihan gereği mi?
cevap-bilmem
mnö-hayır.
cevap- ama Farz…
mnö-o boyun borcu ce kulluk gereği. Ya zekât?
cevap- o aman o da değil.
mnö-evvet o zaman imtihan sorusu şu oluyor…
cevap-Mesul değiliz mi?
mnö- mesul olmak başka sohbete. şimdi konu sınav ve kulluk. sen kendin sorunu hazırlıyorsun Sonra özündeki hu o soruya göre seni sınıyor madem kınadın nefsinde dene bakayım sende aynı tepkiyi mi vereceksin? dersin ki mesela…
cevap-Evet hocam
mnö-normalde kulluk gereği… sınav gereği değil. ama insanlarda sorgulamaya başlarsan ve desen ki, falan kişi şu işi yaparken namazlarını aksatmaması gerekir. niye aksatıyor.? Hemen özünün derinliğinde ki hu, bunu karşına çıkarır. benzer konuma seni sokar ve dener. Eğer ki nötr olarak kala bilsek tüm sınav biter. kulluğun zirvesine yükselişimiz hızlanır.
cevap-ben hu dan bağımsız olarak mı diyom bunu.
mnö-hayır sen zaten hu ile ayaktasın ama hu, seni Allah isimi aynasında sana özgür bir irade vererek sana dedirtiyor. yani sanki hu ayrı gibi ama tüm varlığın hu ya bağlıdır. Çünkü sende kendi özelliklerini seyr ediyor. Örnek babında seni olaya yaklaştırmak için diyorum… mesela diyor ki… bak ya bende şu özellikte varmış… yani senle kendi özelliklerini seyr ettiriyor. hu bir çırpıda tüm varlığı nesyen mensiyya yapabilir.
cevap-nötr kalmak birşey yapmamak mı, kıssasa kıssas ne o zaman?
mnö-nötr olmak, herhangi bir kişi hakkında fikir üretip kendini onlardan üstün görmekten sakınmaktır. yoksa nötr olmak, zülme boyun eğmek değildir. nötr olmak, hakkı ayak altına almak değildir. nötr olmak, tüm insanları eşit görmektir. nötr olmak, asla kalp kırmamaktır ama insanlara zulüm edenin elini kırmaktır. nötr olmak, yetimin başını okşayıp komşuya yardım elini uzatmaktır. kelimelerin anlamını iyi anlayıp o şekilde yönelimlerimizi yapmalıyız aziz dost… yani sen fiillerini ortaya sergileyince, o senden kendi özelliğini seyr ediyor.
cevap-tamam kozmik robot deiliz yani.
mnö-nötr kalmak hiçbir şey hakkında yargıda bulunmamaktadır. Her şeyi hu nun seyrine havale etmektir. Bu da çok zor olduğu için insanların ancak ancak çok az bir kısmı bu bilince erip saf bir nefiste yerini alabiliyor.
cevap-Ne demektir saffiye olmak?
mnö-saffiye olanda yani nötr olanda değerlendirme yapması kalmamıştır. hakkı hakka teslim etmiştir. Daha altındakiler sürekli bir yargılamanın içindedirler ve hu da onları her an imtihan etmektedir. Kişi saffiyeye ulaşırsa yani nötr olursa Sınav mınav kalmaz. ama kulluk devam eder. Resulullah sas min sınavı bitmişti ama kulluğu dillendiren fiilleri vefatına kadar işledi.
cevap-yani safiyyeye geçene kadar sınava devam.
mnö-eyvallah aziz insan. Daha önce dediğimiz gibi tüm ibadetler ve helal ile haramlar sınav için değildir. Bunlar kulluğun gereğidir. ama herhangi bir ameli bir kişi hakkında kınama konusu yaparsak o zaman sınav olarak karşımıza çıkar. yani soruyu biz hazırlıyoruz. cevabı da biz veriyoruz. hu bizi seyr ediyor. kınama konusu olduğu anda özümüzün özü olan hu bizi nefs adı altında deniyor hesabı görücü olarakta hu dan bize uzanan nefsimiz bize yetiyor.
cevap-teşekkür ederim.
mnö-başka sohbette buluşmak dileğiyle Allaha emanetsiniz.